Kusursuz mudur Herşey?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tıpkı Can Yücel’in dediği gibi “Bağlanmayacaksın bir şeye öyle körü körüne, o olmazsa yaşayamam demeyeceksin. Demeyeceksin işte, yaşarsın çünkü…” Usta her şeyi özetlemişti de biz anlamamışız. Boş anıma geldi bağlandım usta, körü körüne bağlandım işte… O olmadan yaşayamam da dedim. Öyle bir sevdim ki kalbimin her çarpıntısı onun için attı. Bana ihanet ettiğinde bile atabilen kalbim, yine onun için atıyordu ya… bana pek bir şey söylemekte düşmedi zaten.

ayak-gunbatımı

Kendi dertlerimle çırpındığım bir sonbahar günü buldum onu yanımda. Denize nazir bir lokantanın üst katında, köşe bir masada otururduk. Biraz konuşmak istedi, biraz dertleşmek belki… Çok durgun ve halsizdi. Sevdiğim ama kavuşamadığım kadını daha önce hiç böyle görmemiştim. Yemeğimizi sipariş verip onu izlemeye başladım. Gözlerimle benden kaçan gözlerini takip etmeye çalıştım… Sonra dayanamadım, ne oldu diye sordum. “Ayrıldık” dedi. Ardından telefonunu bana doğru uzatarak bir mesaj okuttu, gözleri doldu. Adeta şoka dönmüştüm, kaskatı kesildim. Dakikalarca camdan aval aval dışarıyı seyrettim. Ne yapmalıydım ki ben, sevdiğim kadın bir başkasını seviyor diye onun hayatından çekilmişken. Bu habere sevinmeli miydim yoksa onu teselli etmeye mi çalışmalıydım….

ask-sozleri

Bu, bana çok ağır bir yüktü. Taşıyamazdım ben bu yükü, sevinemezdim bu haline… İçin için yanarak sevdiğim ama sevmiyorum diye kendimi kandırdığım birine de benden gelecek teselli, teselli olmazdı sanırım. Her şeye rağmen elimden geldiğini yapmaya karar verdim. Onun yüzünde ki bir damla göz yaşı, beni mahvederken ben buna seyirci kalamazdım. Ve belki de ben ona hayatında ki en büyük sadıklığı yaptım, en kötü gününde onu ufak bir tebessüm kondururken o tebessümün bedelinin ne olduğunu bile bile bütün sevgimi ona verdim.

aşk resimleri

Elleri üşüyordu dışarı çıktığımızda yağmur ufaktan ufaktan serpiştiriyordu yer yüzüne şemsiyeyi açıp yanıma çektim. Bir süre konuşmadan yürüdük… Yağmur geçtikten sonra büyük bir Çınar’ın altında ki parka doğru yönelip biraz denizi seyrettik. Ardından boynuma asılı fotoğraf makinesini çantasından çıkarıp çaktırmadan birkaç kare çektim. Bir ara fark etti, hoşuna gitti. Poz vermeye başladı ve bütün karelerde, o tebessümü benim için hiç eksik etmedi.

kalp

Bir bankta oturup sessiz sessiz birbirimize baktık. Öyle bir hal aldı ki ruhum sevinsem mi üzülsem mi bilemeden yarı mayhoş, yarı şaşkın bir adam oldum. Çantasından beyaz Wiston marka sigara paketi çıkarıp içerisinden bir dal çekti. Çakmağını uzanıp yaktı. İyice içine çekti dumanı… Gözlerini kapattı, adeta haykıracakmış gibi dururken bir anda bütün dumanı havaya doğru üfledi. Adete öfkesini, haykırışlarını dumana katmış göklerle buluşturmuştu… Sigarasını ikinci bir dal sigara takip etti. Bir süre sonra rahatlamış gibiydi… Bütün gün dolaştık, dertleştik, konuştuk ve ben onun sayesinde en güzel günümü onun bir acısı yüzünden yaşadım.

love

Günler geçti, Aylar geçti… Onlar yine bir oldu,yine yok oldu. Ve ben yine en kötü gününde yanındaydım. Şimdi ise iki yabancı olduk. Ben tüm sevgimle, tüm benliğimle ona olan sevgimle yaşamaya devam ederken… Sırf onun şımarıklıkları için hayallerimden vazgeçtim. Benliğimi üç kuruşa satıp bir köşeye çekilmeye razı geldim. Gözlerimin içine bakarak söylediği bütün yalanlara inanıyormuş gibi yaptım. Ne söyledi ise doğrudur deyip geçerken, içimdeki yalan ateşiyle kalbimi kavurup durdum. Ve hiçbir zaman acılarımı bastırmadım, hep körükledim… Sırf sen mutlu olasın diye ben acılar içerisinde günlerce kıvrandım. Belki gözlerimden yaşlar dökmemek için sabrettim ama içim kan ağladı be gülüm…

yalnızlık

En zoruma giden de ne biliyormusun. Bende o kadar hatıran varken, her şeyi bile bile halen daha söylediğin yalanlara illet ediyorsun ya beni ve onca yaşanmışlığa hiç bir şey olmamış gibi bakıp… Sana olan sevgimi, dostluğumu bir kalemde silip bir köşeye atabiliyorsun ya… Sabah’ın aydınlığında sana verdiğim bir selamı çok görüp bana karşılık vermiyorsun ya… Seni vicdanınla ve ruhunla baş başa bırakıyorum.

mutsuz adam

Ne Olduk Şimdi Biz? Biliyormusun. Birbirimizin hayatlarını bilen ancak görmezden gelen iki yabancıyız. Biz birbirinin tanımazdan gelen ama aynı yolda yan yana yürüyen iki BAŞKAnın birer yarısıyız. Sana mutsuzluklar diliyorum bu hayatta… Önce benim çektiğim acıları görüp sonra o benim kavrulduğum yağda kavrulmanı diliyorum. Ve sayende Can Yücel‘in de dediği gibi bir daha kimseye körü körüne bağlanmamayı öğrendim. Belki seni unutamam ama senden kalan hatıraların üstünü örtüyorum. En azından göz önünde bulundurmamak belki bir nebze acımı dindirir…

Alıntıdır… (Ayhan Aydoğan)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Kusursuz mudur Herşey?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

ilhan SEVEN | Kişisel Blog Sayfası ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!